1915 yılının sonbahar günlerinde köy odasına gelen askere alma celp emrinde Koca Ömer oğlu İskender’in de adı yazıyordu. Köyde, yaşı tutan tüm delikanlıların iki gün içinde birliklerine teslim olmaları isteniyordu.

Eskişehir’in Seyitgazi kasabasına bağlı olan İdrisyayla köyüne kar çoktan yağmıştı. Çam ağaçları arasındaki bu yayla köyünde o gece kimse uyumamıştı. Çıtırtılarla yanan ocak başında toplanan ev halkı suskundu. O gece tüm köy halkı için uzun olmuştu.

Rukiye anne, oğlunun bohçasına elleriyle ördüğü yün çorapları ve el dokuması gömlekleri yerleştirirken bildiği duaları da okuyarak kapatmıştı bohçayı. Tüm bunları yaparken de metanetini koruyarak, gözyaşlarını kimselere göstermemeye gayret ediyordu.

Babası Koca Ömer gibi pehlivan yapılı İskender’in başındaki kırmızı püsküllü fesi kırmızılığını yanaklarına da yansıtmıştı. Beyaz tenli, al yanaklı ve yeni terlemiş bıyıklarıyla bıçkın delikanlı olan İskender elindeki bohçasıyla dönüp bir daha baktı doğup büyüdüğü eve.

Sabahın ilk ışıklarıyla köy meydanında toplanan yiğitler, tüm köylüyle helalleşmişlerdi. Gözden kaybolana kadar dualar edilip, Allah a emanet edilerek gözyaşlarıyla uğurlanmışlardı.

Orman köyünde o kış zor geçti. Eli silah tutan tüm delikanlılar Çanakkale ye gönderilmiş, yeni gelinler de karalar bağlayarak özlem ve endişeyle bekleşiyorlardı.

Nihayet karlar erimeye yüz tutarken, kardelenler ve çiğdemler umut dağıtmaya başlamıştı. Tek haber kaynakları olan mektuplar bu yayla köyünde çok değerliydi. Pazartesi günleri kasabaya kurulan pazara gaz ve tuz gibi zorunlu ihtiyaçlar için giden büyüklerin yolu dört gözle beklenirdi.  Gelen mektuplar diğer mektup gelene kadar satır satır ezberlenirdi. Yeni gelinlere ayrıca mektup yazılmasa da hanede bulunanlara selam cümlesini duymak çok değerliydi.

O kış, zaman zaman gelen şehadet haberleriyle yürekleri dağlayarak daha da zor geçiyordu.

Erik ağaçlarının çiçek açtığı zamanlarda Koca Ömer askerlik şubesine davet edilmişti, at arabasını münasip bir yere bırakıp, hızlıca geçtiği yollarda aklına gelen düşüncelerden uzaklaşmaya çalışıyordu. Askerlik şubesinin kapısından girdiğinde civar köylerden gelenlerin olduğunu da gördü. Her birine oğullarının şehadet haberlerini veren künyeler teslim edilmişti.

Sözün bittiği yerde tek söylenen VATAN SAĞOLSUN du. O sonbahar günü köy meydanından dualarla uğurlanan kınalı kuzulardan geri dönen olmamıştı.

Aradan geçen 5 kış mevsiminden sonra Koca Ömer in küçük oğlu Sabri de askere uğurlanmıştı. Anadolu’da başlayan İstiklal mücadelesinde İsmet paşa komutasında Eskişehir civarlarında Yunanlılarla yapılan savaşa katıldı küçük oğul Sabri. Su taşırken gelen şarapnel parçalarıyla katırı olduğu yerde can verirken Koca Ömer oğlu Sabri de dirseğinden yaralanarak revire kaldırıldı.

 O günün şartlarında yapılan tedaviden sonra iyileşerek birliğine dönen Sabri nin sağ kolu sakat kaldı.

Yıllar sonra savaş hatıralarını gururla çocuklarına anlatırken tekrar yaşar ve film sahnesi gibi aktarır, hissettirirdi. “Komutanımız İsmet paşa çok gençti alçakgönüllüydü ve bizlere çok değer verirdi. Çok başarılı taktiklerle komuta ettiği savaşta Yunanlıları yenmiştik. “

Zaferi müjdeleyen haberine Atatürk’ten gelen cevap daha sonra İsmet Paşa’nın mezarına da yazılacaktı. ”Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz” övgüsünü kazanan İsmet Paşa komutasında savaşmaktan gurur duymuştu Koca Ömer oğlu Sabri.  

Sizlere aktarmaya çalıştığım köy, atalarımın yaşadığı çam ormanlarının ortasındaki yayla köyü. Koca Ömer dedem ve Rukiye ninemin iki oğlunun büyük olanı Çanakkale de şehit olarak kalan İskender, küçük oğulları ise annemin babası olan Sabri dedemdir.

Gurur duyduğum ecdadımı anlattım sizlere. Cennette buluşmayı ve sohbetlerine dahil olmayı ümit ediyorum.  Sabri dedem Kurtuluş savaşında yaralanıp  gazi olurken  abisi  İskender de Çanakkale de vatan için canından vazgeçen isimsiz kahramanlardan olma şerefini kazanmıştı.

Bizlere Cumhuriyetimizi armağan eden Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına, tüm şehit ve gazilerimize, isimsiz kahramanlarımıza saygı ve minnetle.

Kadriye Başkaya Kurtuluş

 28 EKİM 2024

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.