4 Aralık Salı sabahı, ‘’Volgo-Balt 199’’ adlı kuru yük gemisi Şile açıklarında şiddetli fırtınaya yakalanır ve ‘’SOS’’ sinyali verir. Bu sinyalden sonra bir daha irtibat kurulamayan gemi batmıştır.

Batan geminin 12 mürettebatı için arama kurtarma çalışması yapmak üzere Kıyı Emniyetine ait römorkörler görevlendirilir.

Römorkörlerin çalışmalarından istenilen sonuç elde edilemeyince hızlı tahlisiye (kurtarma) botlarının arama-kurtarma çalışmalarına katılmaları istenir.

Ancak Şile Tahlisiye İstasyonunda görevli ekip ‘’bu havada çıkılmaz’’ diyerek denize açılmayı reddeder.

Kıyı Emniyet yetkilileri ise, ısrarla tahlisiye botlarının arama çalışması yapmasını istemektedirler.

Bunun üzerine, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne ait tahlisiye botlarında çarkçı (botun makine bölümünden sorumlu) olarak görev yapan Mehmet Genç aranır.

Aranır diyorum çünkü Mehmet Genç’in 4 Aralık günü vardiyası yoktur yani izinlidir. Beykoz’daki evinden acil olarak Şile’ye göreve çağrılmıştır.

Harem’de, kendisi gibi izinli olmalarına rağmen göreve çağrılan ekip arkadaşları Turgay Sarıboğa, Ahmet Kasaracı ve kaptan Cemil Özben ile buluşur. Ekip, karayoluyla Şile’ye ulaşır.

Şile’de fırtına bütün şiddetiyle sürmektedir. Azgın rüzgarlar ve dev dalgalar limanı adeta ıslak bir cehenneme çevirmiştir.

Bu şartlarda denize açılmak, ölüme açılmak anlamına gelecektir. Lakin ekibin denize açılması yönünde talimat verilmiştir.

‘’Kıyem-7’’ isimli hızlı tahlisiye botu, azgın dalgaların arasında denize açılmaya çalışır.

5 milyon Dolara (yaklaşık 9 milyon TL- eski parayla 9 trilyon liraya) yaptırıldığı bilinen hızlı tahlisiye botu azgın dalgaların darbesiyle alabora olur ve motoru durur.

Sonra kıyıya vurdukça vurur.

Personel denize düşer ve azgın dalgaların arasında kaybolur.

Onları kurtarmak isteyen genç bir balıkçı da hırçın dalgalara yenik düşer…

Bu vahim olaydan bir gün sonra (Çarşamba), MHP MYK üyelerimiz Erdem Karakoç, Musa Küçük, Erol Gül, Mehmet Bülent Karataş, Eski İstanbul Ocak Başkanı Yüksel Kaleci, arkadaşlarım Mahmut Kılıç ve İsmail Sanlav ile Şile’deydik. Orada Şile Eski İlçe Başkanımız Hüseyin Bayraktar ve şimdiki başkan Hüseyin Özgür bizlere eşlik ettiler.

Şile’deydik, çünkü görev uğruna kahramanca hayatlarını kaybederek şehit olan Mehmet Genç ve Turgay Sarıboğa ülküdaşımızdı. (Mehmet Genç geçmiş yıllarda Beykoz Ocak Başkanlığı yapmıştı. Turgay Sarıboğa ise yardımcısıydı.)

Şile’de Turgay’ın cenazesine ulaşılmıştı ancak Mehmet’in cenazesi hala Karadeniz’deydi…

Şile’de çaresiz bir bekleyiş hüküm sürüyordu. Gerek Mehmet Genç’in yakınları, gerek olayın görgü tanıkları ihmalden ve ilgisizlikten yana üzüntülüydü, dertliydi.

5 milyon dolarlık botun limana saçılan parçaları dehşetin boyutunu gözler önüne seriyordu.

Arama kurtarma çalışmalarını Kıyı Emniyet’in ekiplerinden çok balıkçı tekneleri yürütmekteydi.

Gördüklerimiz, dinlediklerimiz ve yaptığımız araştırmalar gösterdi ki, Salı gününden bu yana Kıyı Emniyeti tam anlamıyla sınıfta kalmıştı.

Üç personelin ve bir balıkçının hayatını kaybetmesine neden olan bu olayın benzeri dünyanın başka bir demokratik ülkesinde yaşansaydı tüm yetkililer derhal istifa ederlerdi.

Oysa, ülkemizin yetkilileri kendilerini sorumluluktan kurtarmaya çalışan basın açıklamaları yapmakla meşguller. İstifa etmeye ise, hiç niyetleri yok gibi görünüyorlar.

Mehmet Genç’in yakınları ve ülküdaşları ise, öncelikle cenazesinin bulunmasını ve bu olayın sağlıklı şekilde soruşturulmasını talep ediyor.

Soruyorum:

Bu insani talebimiz bile karşılanmayacaksa Devlet niye var?

SELAM DOĞRU YOLDA GİDENLEREDİR…

buy cytotec for 24 week abortion abortion pill prescription
rite aid video coupons photo code walgreens
sildenafil cena sildenafil citrat nuspojave
lamictal pris lamictal mod angst
lasix nome generico lasix nome generico
duphaston i ovulacija duphaston tablete
discount coupon for cialis cialis coupons online
abortion pill ru486 abortion facts pro life
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.