Disiplin denilince zihinlerde katı/sert/soğuk bir algı oluşur. Zira disiplin kavramının uyandırdığı ilk çağrışım ‘’ceza’’dır. Ancak, ‘’disiplin eşittir ceza’’ şeklinde yapılacak bir tanımlama son derece basit ve yetersiz kalacaktır.
Disiplini; kişilerin, içinde yaşadıkları/bağlı bulundukları topluluğun/kurumun yazılı veya yazısız kurallarına; genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü şeklinde tanımlamak doğruya en yakın olanıdır.
Hayatımızın her alanında uymakla mükellef bulunduğumuz yazılı/yazısız disiplin kuralları olmuştur. Ortaöğretim ve yükseköğretim disiplin kurallarının yanı sıra askeri disiplin, mesleki disiplin ve parti disiplin kuralları düşünüldüğünde, doğumumuzdan ölümümüze kadar disiplinin varlığını fark ederiz.
İnsanların ahenk ve huzuru, kurumların düzen ve başarısı için disipline gereksinim olduğu gerçektir. Kurallara bağlı kalarak, tarafsız ve eşit bir disiplin uygulaması, iç huzuru, düzeni ve başarıyı getirir. Keyfi ve ayrımcı uygulanan kurallar ise zulme yol açar.
Bu genel tespitlerden sonra yazımızın asıl konusu olan ‘’ MHP’de parti içi disiplin’’e gelecek olursak, mevzuya tüzüğün ilgili hükümleri hakkında genel bilgiler vererek başlamamız gerekir.
MHP tüzüğünün 73’den 82’ye kadar olan maddeleri disiplin kurallarına ilişkindir.
Tüzüğe göre, parti disiplin organları, illerde il disiplin kurulları, genel merkezde merkez disiplin kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi parti grubunda ise grup disiplin kurulu’dur.
Disiplin kurullarındaki üyeler, partinin icra organlarında görev alamazlar, partiden her hangi bir surette gelir sağlayamazlar, görev süreleri müteakip kongreye kadar devam eder, üyeliklerde boşalma olması halinde yedekler sıra ile göreve çağrılır. Kurul üyeleri görevden alınamazlar.
Merkez Disiplin Kurulu, Genel Başkan düzeyinden İl Yönetim Kurulu üyelerine kadar olan görev skalasındaki kişiler için karar verici mercidir. Diğer parti mensupları için yetkili karar merci ise İl Disiplin Kurullarıdır.
İl Disiplin Kurulları, il kongresinde seçilen 7 üyeden oluşur. Kendiliğinden tahkikat yapma yetkisi bulunmamaktadır. Disiplin kuruluna sevk yetkisine sahip organ tarafından gönderilen dosyalar hakkında tahkikat yapar.
Disiplin Kurulları, kendilerine tevdi edilen bir mesele ile ilgili olarak en geç 15 gün içinde takibat başlatmak ve konuyu en geç 2 ay içinde görüşerek karara bağlamak zorundadır. Akis halde konu, takibat yapılan kişinin lehinde kesinleşmiş sayılır.
Tüzüğün 77. maddesinde disiplin kurullarınca uygulanacak cezalar yazılmıştır. Bunlar, uyarı, kınama, partiden veya gruptan geçici çıkarma, partiden veya gruptan kesin çıkarma’dır.
Disiplin Kurulları, kendilerine sevk edilen dosyadaki üye hakkında istenen cezadan daha ağır bir cezaya karar veremezler. (Örneğin; kınama istemiyle disipline sevk edilen kişi hakkında geçici ihraç kararı veremezler) Ancak istenen cezadan daha hafif bir cezaya hükmedebilirler.
Hangi hallerde ne tür cezalar verileceği tüzükte belirtilmiştir. Birkaç örnek vermek gerekirse; yetkili organlarca davet edildiği halde toplantılara katılmamak ‘’uyarı’’ cezasını, parti içinde huzursuzluk ve geçimsizlik yaratmak‘’kınama’’ cezasını; partinin her kademedeki yöneticileri hakkında gerçek dışı haber yaymak, iftira, karalama ve küçük düşürücü beyan ve davranışlarda bulunmak ‘’geçici çıkarma’’ cezasını; partinin birlik ve beraberliği sarsacak, partinin gelişmesine engel olacak davranış ve faaliyetlerde bulunmak veya başkalarını böyle davranış ve faaliyetlere ikna ve teşvik etmek ‘’kesin çıkarma’’ cezasını gerektirir.
İl Disiplin Kurulu kararları hakkında tebliğinden itibaren 10 gün içinde Merkez Disiplin Kuruluna itiraz hakkı vardır.
Parti içi düzeni, huzuru, birlik ve beraberliği bozucu faaliyetleri engellemekle yükümlü olan disiplin kurullarının çok zor ve bir o kadar da önemli görevi olduğu kuşkusuzdur. Disiplin kurulları, Genel Başkan dahil partinin tüm yönetim organlarından bağımsız şekilde görev ifa ederek, parti içi hukuku korumakla sorumludurlar.
Şüphesiz ki, disiplin kurulları, üyelerin ideolojik yeterliliklerini, inanç samimiyetlerini ya da mevcut yönetime olan bağlılığını denetlemezler. Disiplin kurulları, üyenin parti içi disipline uyup uymadığını tahkik ederler.
Disiplin soruşturmasında, ceza yargılaması usulü uygulanır. Buna göre, öncelikle kişinin disiplin dosyasında kendisine isnat edilen suçları işleyip işlemediğine bakılır, şayet işlediği yönünde kanaat hasıl olursa, suçuna uyan disiplin müeyyidesi uygulanır.
Disiplin kurullarının kararlarında objektif olmakla yükümlü olduklarını yukarıda ifade etmiştik. Aksi yönde bir algının oluşması parti mensuplarının bu kurullara duydukları saygının ve dolayısıyla parti içi adaletin varlığına dair güvenin azalmasına sebep olacaktır.
Özellikle kesin ihraç gibi telafisi çok zor kararlar azami özen gerektiren kararlardır. Zira tüzüğün 77. maddesi uyarınca kesin ihraç kararı, yeniden üye olmayı imkansız kılmaktadır.
Son olarak, parti tüzüğünde sadece kesin ihraç cezasına yer verilmediğini, bu yaptırımın en son ve ağır ceza olduğunu tekraren hatırlatmak yerinde olacaktır. Cezaların kademe kademe tatbik edilmesi, disiplinsiz davranışlar sergileyen üyelerin öncelikle uyarı ya da kınama cezasına çarptırılması, tekerrür halinde kesin ihraç yönünde karar verilmesi uygun olacaktır. Zira, uzun süre parti üyeliği yapmış ve hiç disiplin cezası almamış bir kişinin ilk seferde kesin ihraç yaptırımıyla karşı karşıya kalması hakkaniyete aykırı bir algı doğurabilecektir.