Halk arasında 'kapalı ameliyat' olarak da bilinen endoskopik cerrahi, mide ve safra kesesi ameliyatlarından kadın doğum ameliyatlarına, ürolojik tedavilerden KBB işlemlerine ve beyin omurilik ve sinir cerrahisine (Nöroşirurji) kadar birçok alanda kolaylık sağlıyor. Vücudun herhangi bir yerinde oluşan hastalığı tedavi etmek için küçük bir delik açarak hasta bölgeye ulaşmak ve gelişmiş görüntü sistemleri kullanarak hasta bölgeyi bir ekrana taşıyıp yine gelişmiş mercek sistemlerinin kullanımı ile görme alanını büyüterek gerçekleşen endoskopik cerrahi işlemi hakkında Ümraniye Sağlık Birimleri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Klinik Şefi Prof. Dr. Sait Naderi, önemli bilgiler verdi.
1990 yılından beri nöroşirurji alanında söz konusu yöntemin kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Naderi, omurga hastalıklarında da gün geçtikçe daha sık uygulandığını dile getirerek, "Yeni geliştirilen tekniklerle boyun fıtığı ameliyatları endoskopik yapılmaya başlanmıştır. Öteden beri uygun olgularda bel fıtığı ameliyatları, sinirlerin omurgadan çıktığı olukların genişletilmesi endoskopik mikrocerrahi ile yapılmaktadır. Ayrıca endoskopinin göğüs kafesinde kullanılması ile birlikte sırt omurga hastalıklarının cerrahi tedavisinde de kullanılmaktadır." dedi.
"Bel fıtığı ameliyatlarında endoskopik cerrahiyi önermiyorum"
Prof. Dr. Sait Naderi, bel fıtığı ameliyatlarında endoskopik cerrahi işlemin uygulanabilirliğine yönelik ise "Endoskopik cerrahinin bir dezavantajı cerrahinin bir ekran üzerinde iki boyutlu ortamda gerçekleştirilmesidir. Bu nedenle omurga kanalı içine olan bel fıtıklarında üç boyutlu görüntüyü sağladığı için mikroskopla yapılan cerrahi girişim hala altın standart olarak kabul edilmektedir. Ama sinirin omurga kanalını terk ettiği foramen adını verdiğimiz oluk içinde veya bunun dışında olan fıtıklaşmalarda endoskopik foraminal yaklaşım çok daha az bir anatomik hasara neden olacağından, daha öncelikle tercih edilmesi gereken bir yöntemdir. Yeni geliştirilen tekniklerle boyun fıtığı ameliyatları endoskopik yapılmaya başlanmıştır. Öteden beri uygun olgularda bel fıtığı ameliyatları, sinirlerin omurgadan çıktığı olukların genişletilmesi endoskopik mikrocerrahi ile yapılmaktadır. Ayrıca endoskopinin göğüs kafesinde kullanılması ile birlikte sırt omurga hastalıklarının cerrahi tedavisinde de kullanılmaktadır." diyerek ameliyatların deneyimli doktorlar tarafından yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Endoskopik cerrahi sisteminin fıtık dışında bir çok bel hastalıklarının tedavisinde de uygulandığını belirten Prof. Dr. Naderi, söz konusu hastalıkları şu şekilde sıraladı: "Karın içinden bel omurlarına önden yaklaşarak disk dokusunun çıkarılması, önden kemik füzyon ameliyatları veya kafes yerleştirilmesi gibi enstrümantasyon işlemleri de yapılmaktadır."
"Sırt omurgaları tedavisindeki en ağrısız yöntem"
Prof. Dr. Naderi, "Ameliyat sonrası en ağrılı durumlardan biri de, göğüs kafesinin kesilmesidir. Klasik yöntemlerde ne kadar ufak açılmaya çalışılırsa çalışılsın, yine de hasta çok fazla ağrı çeker. Endoskopik yöntemde yan yatar durumdaki hastanın göğüs kafesine sadece yapılacak müdahalenin gerekliliğine göre iki ile dört arasında delikler açılarak buralardan yerleştirilen kanallar içinden cerrahi ekrana bakılarak yapılır. Bu deliklerden biri ışık sağlamak, bir diğeri ise akciğeri çekmek ve diğer ikisi de ameliyatı gerçekleştirmek üzere kullanılır." diyerek endoskopik cerrahi yöntemin faydasına vurgu yaptı.
Sırt omurları arasından gelişen fıtıkların tedavisinde, bu omurlardan gelişmiş veya başka bir odakdan atlamış urların tedavisinde, kaza sonucu oluşmuş kırıkların tedavisinde, omurga eğriliği ameliyatlarında yapılan serbestleştirme ve füzyonlarda, biyopsilerde endoskopik mikrocerrahi yapıldığını belirten Prof. Dr. Naderi, endoskopik cerrahi sisteminin ülkemizdeki uygulanma durumu hakkında ise "Bugün Türkiye’de bir çok merkez endoskopik yaklaşımı benimsemekte ve uygulamaktadır." ifadelerini kullandı.