Ülkemize devamlı damga vuran kadın ve çocuk cinayetlerinin neden bu kadar çok olduğunu neden özellikle bizim ülkemizde arttığını her birimiz merak ediyoruz. Merak ediyoruz çünkü bizler normal hayatında hiçbir canlının canını yakamayacak insanlarız. Merak ediyoruz, bir insan nasıl olurda masum bir canlının canına kast edebilir? Ne oluyor ne yaşıyor da bu insanlar başka canlıların canına kast edebiliyor?
Masum bir kimsenin canına kast edenlerde en büyük ortak nokta çocukluk yaşantılarıdır. Çocukluklarında şiddet, ihmal hatta bazen istismara maruz kalmışlardır. Anne ve babalarından ne sevgi görebilmişlerdir ne de onaylanmışlardır. Hor görülmüşlerdir. Hatta bazen bu aileler dışarıdan çok iyi gözüken ailelerdir , öyle bir insanın o kadar iyi bir aileden çıkacağına inanamayız fakat maalesef gerçek budur.
Toplumumuzda çocuk yetiştirmeye elverişli olup olmadığı düşünülmeden herkesin evlenip çocuk sahibi olması beklenir. Çiftlerin birbirlerini sevmesi, saygı duyması dahi beklenmez kimi zaman. Hatta maddi durumun bile önemi yoktur. Yeterki herkes evlensin ve çocuk sahibi olsun, gerisi bunlar olunca halledilir diye düşünülür. Toplum yapımızdaki bu hatadan dolayı sorunlu aileler oluşmakta ve onların bir ürünü olan sorunlu çocuklarla karşılaşmaktayız. Bu sorunlu çocukları haberlerde izlememiz çoğu zaman mümkün olurken sorunlu aileleri hiçbirimiz görmeyiz çünkü aileler sorunlarını 4 duvar arasında yaşamayı ve dışarı yansıtmamayı tercih eder.
Bu caniler, cani olarak doğmadılar onları cani yapacak koşullar maalesef yanlış toplum normlarıyla ortaya çıktı.
Canilerde gördüğümüz ortak çocukluk yaşantıları harici elbetteki başka ortak yönlere de rastlıyoruz. Çevresel faktörler. Yine bu çocuklar büyürken benzer çevrelerde büyüyorlar, varlıklı olsunlar olmasınlar hepsinin büyüme çağında doğrudan ya da dolaylı olarak suçlara şahit olduklarını görüyoruz. Etraflarında can yakma eyleminin varlığına rastlıyoruz. Bu konuda sosyal medyanın etkisini de unutmamak gerekir.
Ayrıca bu canilerde sosyal zekanın ortalamaya göre daha düşük olduğunu, uyum sağlamada zorluk yaşadıklarını da gözlemlemek mümkündür.
Peki neden kadınlar ve çocuklar?
Çünkü bu caniler kurbanlarını özellikle güçsüz ve zayıf kişilerden seçerler. Masum, naif ve zarif kadınlar ayrıca çocuklar onlar için potansiyel kurbanlardır çünkü onlara rakip olabilecek birinden korkarlar.
Bu canilerin bir başka ortak noktası ise ülkemizi yasa boğan eylemleri yaptıklarındaki hazdır. Kendilerini güçlü ve yenilmez hissederler, çoğu zaman yakalanacaklarını bile düşünmezler çünkü artık nirvanaya ulaşmışlardır. Hatta yakalansalar dahi ağızlarından çıkacak cümlelerle herkesi manipüle edip kendi masumiyetlerine inandırabileceklerini düşünürler. Bu noktada da iç farkındalıklarının düşük olduğunu gözlemliyoruz.
Sonuç olarak hiç kimsenin çocukluğundan veyahut yaşadıklarından yola çıkarak eylemlerini haklı bulamayız ve onları savunamayız fakat onları bu hale getiren sebepleri öğrenerek bunları engelleyebilir kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyabiliriz.
Ülkemizi, toplumumuzu hüzne boğan bu eylemlerin tez zamanda bitmesi ve güzel günler görmemiz dileğiyle...
Psikolog Meliha Aysun Kozal