Amerika’da, Benjamin Franklin’e, Thomas Jefferson’a, George Washington’a hakaret edildiğini duydunuz mu?
Fransa’da Napolyon’a, De Gaulle’e, Almanya’da Bismark’a, Hindistan’da Gandhi’ye, İsrail’de Theodor Herzl’e sövülür mü?
Protestanların, Katoliklerin, Hinduların, Yahudiler’in kurucularına karşı gösterdikleri vefayı ve nezaketi, ‘’ölülerinizi hayırla yad ediniz’’ buyuran kutlu nebi’nin ümmeti olma iddiasındakiler gösteriyor mu?
Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Selanikli bir yetimdir. Yoklukla büyümüş, subay olmuş, cepheden cepheye koşmuş, 57 yıllık ömrünün büyük bölümünü savaş meydanlarında geçirmiştir.
Gazi’dir. Yani gaza edendir. Yani kafirle savaşmıştır. Trablus’ta İtalyan’la, Kafkas Cephesinde Rus’la, Çanakkale’de İngiliz’le, Sakarya’da Yunan’la…
Ömrü boyunca Gazi unvanını şerefle taşımış, imzasını Gazi Mustafa Kemal diye atmıştır.
Ordusu dağıtılmış, vatanı işgal edilmiş, devleti zapt edilmiş yorgun ve umutsuz bir halkın direnişini örgütlemiş, kurtuluşuna önderlik etmiştir.
Namık Kemal’in ‘’ Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini / Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?’’ beyitine ‘’ Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini/ Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini! ’’ cevabını vermiş ve gereğini yapmıştır.
Gazi Paşa, çıktığı yolun sonunda ya zafer ya ölüm olduğunu çok iyi biliyordu. Ölümden korkmadığı kesindi. Zira istiklal –bağımsızlık- için boynunda idam fermanıyla savaştı.
Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı Destanı adlı şiirinin sekizinci babında onu ‘’sarışın bir kurda benziyordu’’ diye tasvir ediyor. Bıraksalar, Kocatepe’den Afyon ovasındaki düşmanın üzerine atlayacak kadar cesurdu diyor. Doğru söylüyor.
Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olduğu 17. Türk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’nde onun döneminden (1923-1938) günümüze kalanlara bakalım mı?
Anadolu Ajansı, Ankara Hukuk Fakültesi, Ankara Orman Çiftliği, Merinos Halı Fabrikası, Çocuk Esirgeme Kurumu, Demiryolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü, Devlet İstatistik Enstitüsü, MTA, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Türkiye Şeker Fabrikaları, Ziraat Bankası, İş Bankası, Gölcük Tersanesi, Sivas Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936- İlk Türk Uçağı NUD-36 üretildi) , Zonguldak Taş Kömürü Fabrikası’nın da aralarında olduğu kuruluşlar ve 40’dan fazla diğer fabrikalar…
Ve her şeyden önemlisi, Anadolu’nun fakir çocuklarına bu ülkeyi yönetebilme hakkını veren Cumhuriyet baki kaldı.
Atatürk’e İğrenç İftiralar Atanların Amacı Nedir?
Dinle, imanla, ahlakla, insanlıkla bağdaşır mı hepimizin üzerinde hakkı olan, ebediyete intikal etmiş bir insanın kendisine, ailesine, yakınlarına iğrenç iftiralar atmak?
Yukarıda saydığımız hizmetlerini bırakın sırf içtiğimiz çayın hürmetine bile insan olan Atatürk’e saygı gösterir. Zira Türkiye’de çay tarımını başlatan da Atatürk’tür.
Bu ahlaksızların, Atatürk’ün şahsında, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyete iftira attıklarını biliyoruz.
Sözüm ona Osmanlıcılık, sözüm ona İslamcılık adına attıkları bu iftiralara karşılık bizlerin de Osmanlı’ya, İslam’ın değerlerine hakaret etmemizi istiyorlarsa çok beklerler.
İslam’ı da, Osmanlı’yı da bu yılanlara bırakacak değiliz.
İslam da , Osmanlı da, Atatürk de Türk Milleti’nin, Türk Tarihinin gerçeğidir, değeridir, şanıdır, şerefidir, iftiharıdır.
Halk Bu Alçaklardan Şikayetçidir.
Cumhuriyetin Savcıları, ünvanlarının ve görevlerinin hakkını vermelidir. Cumhur adına bu alçaklardan hesap sormalıdır.
Atatürk bu ülkenin kurucu cumhurbaşkanıdır.
Elbette hatadan, günahtan münezzeh değildir lakin kimsenin Atatürk’e ve ailesine iftira atmaya, hakaret etmeye, sövmeye hakkı yoktur.
Sadece iftira atan şarlatanlar değil, onlara bu cesareti verenler, onların sırtını sıvazlayanlar velhasıl onlara ekranlarını açarak alenen iftira atmak imkanı sağlayanlar hakkında da yasal işlem yapılmalıdır.
Yargının bu imtihanda sınıfta kalmayacağını, Türk Milleti’nin gün geçtikçe zedelenen adalete güven duygusunu hepten tüketmeyeceğini, alçak iftiracılar ve destekçileri hakkında gerekeni yapacağını umut ediyorum.
Türk Milleti’nin değerlerine sövmenin bir bedeli olmak zorundadır. Aksi halde millet değil yığın, devlet değil yol geçen hanı oluruz..!
Bu meselenin takipçisi olacağız.
Selam doğru yolda gidenleredir.