21 Ocak’ta meclisten geçen ve on iki günün ardından bu akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulan Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun Teklifi ile Anayasa’nın 60’tan fazla maddesi yeniden şekillendiriliyor.
Cumhurbaşkanı 15 gün içerisinde teklifi yeniden görüşülmek üzere meclise iade edebilir. Şayet onaylarsa, onay tarihini takip eden 60 günün sonundaki ilk pazar referandum yapılacak.
Referandumda kabul edildiği taktirde değiştirilen maddelerin tamamına yakını 2019 yılında yürürlüğe girecek. Tamamına yakını diyoruz zira iki istisna referandumda evet çıkması halinde hemen yürürlüğe giriyor. Bunlar;
1- Cumhurbaşkanı’nın partisine üye olabilmesi,
2- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesi,
Başkanlık sistemine ilişkin tüm görev ve yetkiler 2019’da yürürlüğe girecekken, Cumhurbaşkanı’nın partisine üye olması ve HSYK’nın yapısının değiştirilmesi neden derhal yürürlüğe girecek?
Hadi Cumhurbaşkanı’nın partisinin başına geçmek istemesini anladık diyelim, peki HSYK’dan istenilen nedir?
Bilindiği üzere, 2010 yılında yapılan referandumda kabul edilen Anayasa değişikliği ile HSYK’nın yapısı yeniden düzenlenmişti.
Buna göre HSYK, 22 asıl, 12 yedek üyeden oluşacak ve üç kurul halinde çalışacaktı. Kurulun başkanı eskiden olduğu gibi Adalet Bakanı olacaktı. 4 üyesini Cumhurbaşkanı’nın atayacağı kurulun diğer üyeleri ise hakimler ve savcılar arasında yapılan seçimle belirlenecekti. Kurul üyeleri 4 sene görev yapacaktı.
Yapılan ilk seçimden sonra HSYK’da FETÖ/PDY hakim oldu. Bu durum yargıda büyük tahribat yarattı. Telafisi çok güç zararlara, mağduriyetlere sebep oldu.
FETÖ’nün yargıdaki hakimiyeti 2014 yılında yapılan seçimlerde kırılabildi. Yargıda Birlik Platformu adı altında seçime giren milli liste seçimi kazanınca FETÖ’nün yargı ayağına ilk darbe vurulmuş oldu.
Özellikle 15 Temmuz Darbe Girişiminde HSYK’nın önderliğindeki yargı, milli bir refleks gösterdi. Henüz cumhurbaşkanı açıklamasını yapmadan darbeci askerler hakkında yakalama kararı çıkardılar. Darbe girişimine karşı hukuktan ve demokrasiden yana tavizsiz bir tutum sergilediler.
15 Temmuz’un ardından, FETÖ bağlantılı yargıçlar tasfiye edildi ve 2010-2014 arası yaşanan kaos büyük ölçüde dindirildi.
Bu durum Cumhurbaşkanınca da takdir görmüş, Cumhurbaşkanı yargıya dik duruşu nedeniyle özel teşekkür etmişti.
Peki öyleyse, FETÖ karşısında yargının adeta namusunu kurtaran mevcut HSYK’nın yapısı daha görev sürelerinin bitimine 2 seneye yakın bir zaman varken neden değiştirilmek isteniyor?
Anayasa değişikliğinin tamamına yakını 2019’dan sonra yürürlüğe girecekken, HSYK için neden 2018 bile beklenmiyor da derhal yürürlüğe girmesi öngörülüyor?
Yeni düzenlemeyle üye sayısı 13’e, daire sayısı 2’ye indirilerek adındaki ‘’YÜKSEK’’ ibaresi kaldırılmak istenen kurulun yeni üyeleri içinde Yargıda Birlik Platformuna güç veren gruplardan hangileri olacak?
Görev süreleri bitmeden kurul üyelikleri sona erecek olanların hak kayıpları nasıl telafi edilecek?
Cumhurbaşkanı ve Meclisin yapacağı seçimle oluşturulacak yeni yapı şimdiki gibi dengeli bir yapı olacak mı?
Hak, hukuk ve hakkaniyet bu soruları sormayı zorunlu kılıyor. Son olarak tekrar soruyoruz:HSYK‘DAN NE İSTİYORSUNUZ?
Selam doğru yolda gidenleredir.