Çekmeköy Haber
2017-04-26 11:41:24

Referandum Ve Sonrasına Dair…

Av. Uğur TARHAN

as 26 Nisan 2017, 11:41

Referandumun ardından sosyal medyadaki ince esprilerden biri ‘’artık yanlış anlaşılma endişesi taşımadan hayırlı cumalar mesajı atılabilecek’’ şeklindeydi.

Filhakika, iktidar ve destekçilerinin, demokratik bir tercihi terörle/ihanetle eş tutan propagandası karşısında ‘’hayır’’ demek hiç de konforlu bir seçim değildi.

Anayasa değişikliğine kurumsal olarak ‘’evet’’ diyen AKP, MHP, BBP ve -her ne kadar referandum sürecinde adı pek anılmasa da balkon konuşmasında özel teşekkür edilen-HÜDA-PAR’ ın oy oranı %62’yi buluyordu.

Matematiksel olarak %38 görünen hayırcılar içinde en güç durumda olan ise şüphesiz muhalif ülkücülerdi. Zira hayır bloğunun diğer üyelerinin arkasında partilerinin kurumsal desteği vardı. Muhalif ülkücüler ise, hem iktidara hem de mensubu bulundukları partilerin (MHP-BBP) ‘’kurumsal kararına’’ karşı tavır almak/mücadele etmek durumundaydılar.

Açıktan ve örtülü tehditlere, engellemelere, baskılara rağmen, Meral Akşener, Ümit Özdağ, Koray Aydın, Sinan Ogan ve Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanları’nın önderliğinde bir hayır mücadelesi yapıldı.

Referandum sonuçları gösterdi ki, bu mücadele ülkücü/milliyetçi seçmende saygı gördü ve karşılık buldu. %62, %51’e gerilerken, %38, %49’a yükseldi.

Yapılan analizler MHP’li seçmenin %73’ünün ‘’hayır’’ yönünde tercihte bulunduğunu gösteriyor. (Bu oranın kentlerde %80’i bulduğu da bir başka dikkate değer tespittir) 

Soru şu: Bu sonuçlardan MHP yönetimi gereken dersi çıkarmış mıdır?

Sorunun cevabı Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin; ‘’ YSK, kimin hangi partiye oy verdiğini açıklasın! ’’ mealindeki açıklamasında saklıdır.

Genel Başkan çok açık biçimde ‘’ umurumda bile değilsiniz ’’ demek istemiştir.

Tıpkı 1 Kasım seçimlerinden sonra yaptığı gibi, tıpkı olağanüstü kongre talepleri karşısında yaptığı gibi, tıpkı referandum sürecinde yaptığı gibi…

Şayet referandumdan %60’ın üzerinde bir evet sonucu çıkmış olsaydı, Genel Başkan’ın bu‘’işte kapı, işte sapı’’ tavrını anlamak mümkün olabilirdi. Zira o zaman, benim ve arkadaşlarımın da aralarında bulunduğu hayırcı ülkücüler, ‘’biz mensubu olduğumuz partide fikren azınlık durumundayız, yaptığımız tercih tamamen nefsi imiş, hata etmişiz’’ diyebilirdik. 

Oysa şimdi bunu demesi gereken, MHP seçmeninin çoğunluğunun fikren karşı çıktığı Genel Merkez yönetimidir. Zira azınlıkta kalan kendi tercihleridir.

Görüyor ve biliyoruz ki bunu yapmayacaklar.

Her zamanki gibi tamamen haklı olduklarını, kendilerine karşı çıkanların ise, ‘’ ajan, hain, fitneci, nefis yapan, dışarıda kaldığı için haset eden ve Genel Başkan’ın bir ıslığıyla ‘’takla ata ata’’ yanına koşacak değersiz kimseler’’ olduğunu söyleyecekler.

‘’ Ulan acaba bizde hiç hata yok mu? ’’ demek yerine ‘’ beğenmeyen buyursun gitsin! ’’ diyecekler.

Şaşırmıyoruz artık ama inanın çok sıkıldık..!

Bu hoyrat, nobran, kaba taşra siyasetinden çok sıkıldık..!

‘’İlçede, ilde birbirinizle didişip durun, biz de yukarıda vaziyeti idare edelim/partiyi kontrol altında tutalım’’ anlayışından çok sıkıldık..!

‘’Listeleri biz yapalım, pankartları siz asın’’ zihniyetinden çok sıkıldık..!

Bu istişaresiz, iletişimsiz, ikircikli siyasetten çok sıkıldık..!

Bu antidemokratik tüzükten, antidemokratik düzenden, antidemokratik üsluptan çok sıkıldık..!

Üç hilale olan duygusal bağımızın her seçimde istismar edilmesinden çok sıkıldık..!

Ülkücü kadroların itilip kakılmasından, kamu hizmetinden uzak tutulmasından, sosyo-ekonomik olarak tecrit edilmesinden çok sıkıldık be..!

Danışarak, konuşarak, ülkücüler başta olmak üzere Türk Milleti’nin tümünü kucaklayan bir anlayışa ihtiyacımız var.

Kızgınlıkla, öfkeyle, nefisle değil, akılla, mantıkla, sabırla hareket etmeliyiz.

İstişare meclisleri, çalıştaylar hatta sempozyumlar yaparak, Türk Milliyetçiliğinin yeni dönemdeki yol haritasını belirlemeliyiz.

Bu konuda daha çok konuşmalı, daha çok yazmalı, daha çok tartışmalıyız.

Devleti değil milleti önceleyen bir milliyetçilik anlayışı çerçevesinde, Türk Milleti’ne yeni bir vizyon çizmeliyiz.

Vizyonu, misyonu ve doğru mesajı ortaya koyduktan sonra gerisi VAKİT ve şüphesiz NASİP meselesidir.

Selam Doğru Yolda Gidenleredir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.