Her mevsimin kendine özgü özellikleri olduğu gibi seçim mevsiminin de vardır.
Nasıl ki, kışın sıkı giyinmek, yazın bol su içmek gerekiyorsa, seçim mevsimini sağlıklı geçirmek için de bazı hususlara dikkat edilmelidir.
Bu yazımızda, seçim mevsiminde hastalanmamak için yapılması vekaçınılması gereken davranışlara değinmek istiyoruz.
Her şeyden önce seçimin, siyasi partiler arasında geçen bir ‘’ yarış ‘’ olduğunu ve bu yarışın en çok seçmeni ikna eden parti tarafından kazanılacağını unutmamak gerekiyor.
Karşımızdakini ikna edebilmenin yolu öncelikle kendimizi ikna etmekten geçer. Yani ilk adım inanmaktır. Rakiplerinize üstünlük kurabilmek için onlardan daha çok inanmalısınız.
İnançlarımız, söylemlerimiz ve eylemlerimiz arasında çelişki olmaması hayati bir zorunluluktur.
Bu mevsimde ortaya çıkabilecek her türlü kara propagandaya ve provakasyona karşı uyanık olunmalı, bunların etkisinde kalarak moral/motivasyon bozmamalıdır.
Aynı partinin mensupları, seçimde birbirine rakip olmadığına göre, kongre dönemlerine mahsus, parti içi rekabetten kaçınmak; bunun yerine öteki siyasi partilerle rekabete girişmek gerekmektedir.
Kimileri, seçim mevsimini ‘’kendini gösterme’’ dönemi olarak algılar. Evet, seçim bir yönüyle ‘’kendini gösterme’’ dir. Ancak, sadece rütbeli siyasetçilere değil, halka kendini göstermek gerekmektedir..
Seçim mevsiminden önce, kendini parti tabanına kabul ettirememiş kimselerin, seçim döneminden istifade ederek tabir-i amiyane ile ‘’ partinin yüksek kademelerine oynaması ‘’ olsa olsa kırsal kurnazlığıdır ki; pratik faydası ‘’sıfır’’ olan bu kurnazlığın seçim sonuçlarına olumlu bir etkisi olması mümkün değildir.
Seçim mevsimi açan çiçekler, seçim bitince solarlar gerçeğini akıldan çıkarmamak gerekir.
Yine bu mevsime ilişkin dikkat edilmesi gereken bir başka husus da, seçim yönetiminin, yöneticilerin subjektif anlayışına bırakılmamasıdır.
Yani, bir avuç yöneticinin kişisel görüşleri ve hissiyatları doğrultusunda değil, ortak aklın ve iradenin istikametinde çalışma programları oluşturulmalıdır. Yeterli istişare yapılmadan hazırlanan programların heyecan uyandırmayacağı açıktır.
Bu konuda yetki paylaşımı yapmaktan çekinmemek, çalışmaları olabildiğince geniş katılımlı hale getirmek, duyurularını iyi yapabilmek, adaylar arasında ayrımcılık gözetmemek önem arz etmektedir.
Seçim mevsiminde sık rastlanan yanlışlıklardan biri, seçim çalışmalarının yoğunluğu ve stresi altında teşkilatları kıracak, gücendirecek tavır ve davranışlar sergilemektir.
Mensuplarını, maaşlı personel olarak gören kimi kişiler, teşkilatın çalışma şevkini kıracak türde yaklaşımlar içine girebilirler. Oysa herkesçe bilinmektedir ki; kimseye maaş falan verildiği yoktur. Bu iş gönül işidir. Öyleyse, herkesin gönlünü kazanarak çalışma yapmak gerekir.
Bu mevsimde kimilerinin gözü yüksek siyasilerden başkasını görmez, kimileri para derdine düşer, kimileri ‘’dostlar alışverişte görsün ‘’ kabilinden çalışma yapar, kimileri olası başarısızlıkta ‘’ben demiştim’’ yapabilmek için pusuya yatar, kimileri sürekli kendini ön plana çıkarmaya çalışır…
Bunları uyarmak ve kendilerine çeki düzen vermelerini hatırlatmak ise siyaseten farz-ı kifaye’dir.
4 senede bir gelen seçim mevsiminde, ne ‘’ her şey güzel ‘’ diye birbirimizi ‘’ hallemenin ‘’ ne de ‘’ her şey kötü ‘’ diyerek birbirimizi ‘’ gaza getirmenin ‘’ faydası yoktur.
Doğru, dürüst, samimi olmak ve inandığımız değerler uğruna mücadele ederek Allah rızasına kavuşmayı ümit etmekten gayrisi boştur.
Selam doğru yolda gidenleredir.
UĞUR TARHAN