Yeryüzünün gördüğü en zalim kişilerden olan Nemrut, İbrahim Aleyhisselam’ı ateşte yakmaya karar verir. Bu tüyler ürpertici kararını uygulamak için büyük bir ateş yaktırır.
Öyle büyüktür ki ateş, yanına yaklaşılmaz. O yüzden İbrahim Aleyhisselam’ı bir mancınıkla ateşin içine atmaya karar verir zalim Nemrut!
Rivayet odur ki, İbrahim peygamberin ateşe atılacağını duyan küçük bir bülbül yavrusu, ağlayarak ona yardım etmenin çaresini arar.
Sonunda çaresizlik içinde kalır ve kendini ateşe atmaya karar verir. Ateşe doğru uçup kendini ateşe atacağı anda, Hak Teala Cebrail aleyhisselama emredip buyurur ki:
-O kuşu tut ve isteğini sor.
Cebrail aleyhisselam kuşu tutup isteğini sorunca, kuş der ki:
-Allah’ın sadık dostunu (halilullahı) ateşe atıyorlar, madem kurtarmaya gücüm yok, ben de onunla beraber yanmak istiyorum. Hak Teala buyurur ki:
-O kuşun benden dileği nedir?
Bülbül dileğini şöyle arz eder:
-Benim dünyada, Rabbimin adını anmaktan başka arzum yoktur. Bin bir ismi olduğunu işittim, yüz birini biliyorum, dokuz yüz ismi şerifini de bilmeyi dilerim.
Hak Teala bülbülün isteğini kabul eder. Nemrudun ateşini, İbrahim peygamber için gül bahçesine çevirir. Bülbülü güle aşık eyler. Ve bülbüller Allah’ın ismi şerifini güllere söyler.
Yine rivayet edilir ki, aynı ateşin yakınlarında, sırtında bir damla suyla, bir de karınca görülmüştür. Karıncaya, su damlasını nereye taşıdığı sorulur. Karınca, ateşi işaret eder. Derler ki ey karınca bir damla suyla bu koca ateş sönmez.
Karıncanın cevabı çarpıcıdır:
-Sönmez belki ama benim ateşi söndürmek isteyenlerin tarafında olduğum belli olur.
***
Şayet yetkili makamlarda, kişisel çıkarlarından başkasını düşünmeyen, küçük hesap insanları var olursa, o makamlar küçülür.
O makamların dağıttığı sosyal prestijden nasiplenmek uğruna kim gayret gösterirse o insanlar da küçülür.
Milletimize ve insanlığa hayırlı işler, gelecek nesillere faydalı icraatlar yapmak şöyle dursun tam tersi fitneye sebep olurlar.
Toplumun düşüncelerinde anormalleşmeler, inanışlarında travmalar yaşanır. Yanlışlar doğru, doğrular yanlış gibi algılanmaya başlanır. İyiler kötü, kötüler iyi bilinmeye başlanır.
Ve eğer o memlekette, fitneyle mücadele edecek, haksızlıklara itiraz edecek kimselerin sesi çıkmaz ise milletin direnç gücü kırılır.
İşte bu yüzden, rüşvet yiyenlere, yalan söyleyenlere, haksızlık yapanlara, kişisel çıkarlarını her şeyin üstünde tutanlara eyvallah edemeyiz.
Nasıl ki bülbül kendini ateşe atmak istedi, nasıl ki karınca bir damla suyla safını seçti, bizler de öyle tarafımızı her daim haktan, hukuktan ve adaletten yana belli etmeliyiz.
SELAM DOĞRU YOLDA GİDENLEREDİR.